Multipl Skleroz
MULTİPL SKLEROZ
MULTİPL SKLEROZ NEDİR?
Multipl Skleroz (MS) merkezi sinir sistemine ait bir hastalıktır. Merkezi sinir sistemini beyin ve omurilik oluşturmaktadır. Merkezi sinir sisteminde sinir liflerini çevreleyen, koruyan ve görevlerini yerine getirmelerini sağlayan miyelin isimli yağlı bir doku vardır. MS’te, beyin ve omurilikten gelen elektriksel mesajları organlara ileten sinirlerin miyelin kılıflarındaki iltihaplanmalar ve daha sonra bu iltihaplanan kısımlarda oluşan sertleşmeler nedeniyle mesajların organlara iletilmesinde bozukluk ve bunun sonucunda da hastalığa ait belirtiler ortaya çıkmaktadır. Hasar gören bu bölgeler plaklar veya lezyonlar olarak adlandırılmaktadır.
HASTALIĞIN NEDENLERİ NELERDİR?
Mevcut yapılmış olan araştırmalarda hastalığa neden olabilecek çok çeşitli nedenler (genetik yatkınlık, daha önce geçirilmiş virütik enfeksiyonlar, çevreden kaynaklanan bazı zehirli maddeler, beslenme alışkanlıkları, coğrafi etmenler, vücudun savunma sistemindeki bozukluklar) sorgulanmşsa da hiç biri kesin neden olarak gösterilememiştir. Yani genetik olarak yatkın kişilerde, MS ile ilgili kesin olarak bilinmeyen bir tetikleyici mekanizmanın devreye girip, vücudun bağışıklık sistemini olumsuz yönde harekete geçirerek, sinirlerin miyelin tabakasına saldırmaya ve onu tahrip etmeye yönlendirdiği söylenebilir.
EN ÇOK HANGİ YAŞLARDA ORTAYA ÇIKAR?
Hastaların yaklaşık 2/3'ünde ilk belirtiler, 20-40 yaşlar arasında ortaya çıkar ancak 10 yaş gibi erken başlangıçlı hastalar ve 40 yaşından sonra başlayan vakalar da vardır. Kadınlarda erkeklere oranla 3/2 kat daha sık rastlanmaktadır.
MS KALITSAL MIDIR?
MS kalıtsal bir hastalık değildir. Bununla birlikte, genel olarak ailelerde genetik ortak faktörler kuşaktan kuşağa taşındığından ailelerinde MS bulunan kişilerin MS'e yakalanma eğilimi az da olsa vardır. Bunlara ek olarak MS'te bulaşıcılık da söz konusu değildir.
MS KİMLERDE GÖRÜLÜR?
Hastalık genellikle gençlerde, kadınlarda, sosyo-ekonomik düzeyi yüksek toplumlarda, kentlerde yaşayan eğitim düzeyi yüksek kişilerde görülen bir hastalıktır.
BELİRTİLERİ NELERDİR?
Belirtiler merkezi sinir sisteminin etkilenen bölgesine göre değişkenlik gösterir. Herkes aynı şekilde etkilenmez. Belirtiler sadece kişiden kişiye değişiklik göstermekle kalmayıp, aynı kişide zaman içinde de değişiklik gösterebilir. Bu belirtiler ciddiyet ve süre açısından da çeşitlilik gösterebilir. Belirtiler genellikle, halsizlik, karıncalanma, hissizlik veya duyu zayıflaması, koordinasyon zayıflığı, yorgunluk, denge problemleri, görme bozuklukları, istemsiz hızlı göz hareketi (nistagmus), titremeler, kas sertleşmesi (spastisite), konuşma bozukluğu, bağırsak veya mesane problemleri, yalpalayarak yürüme (ataksi), cinsel işlev sorunları, ısıya hassasiyet ve kısa süreli bellek sorunları, hüküm veya muhakeme problemleri (kognitif problemler) şeklinde olmaktadır.
Seyir olarak hastalığın dört tipi vardır:
1- İyi Huylu MS ( Benign ): Bu tipte hafif ataklar vardır ve atakları tam düzelme takip eder. Zamanla biriken bir kötüleşme olmaz ve kalıcı bir hasar bırakmaz. Ancak hastalığın başlangıcından 10-15 yıl sonra , bazı olgularda küçük sekeller bırakabilirler. MS'li hastaların %10-15'i bu gruba dahildir.
2-Tekrarlayan ve Düzelen Tip (Relapsing-Remitting): MS'lilerin yaklaşık %25'i bu gruba girer. Erken dönemde genellikle benign tipe benzer ve tekrarlayan ataklar sonrası bazı sekeller kalabilir.
3-İkincil İlerleyen Tip: Başlangıcı "Tekrarlayan ve Düzelen" tip gibidir.Relapsing-Remitting MS'lilerin % 40-50'si ikincil ilerleyen tipe dönüşür. Tekrarlayan ataklar sonrası düzelme daha zorlaşabilir, hatta durabilir. Böylece sekeller artabilir. Bu grup genellikle hastalığın başlangıcının 15-20 yılı içinde ortaya çıkar.
4-Birincil İlerleyen Tip: Ataklarla birlikte ya da ataksız seyir gösterebilir. Hastalığın başlangıcından itibaren giderek artan fonksiyonel kayıplar, ataklarla daha da şiddetlenebilir ve kalıcı fonksiyonel bozukluklar artar. MS'lilerin % 10-15'i bu gruba girer.
TANISI NASIL KONMAKTADIR?
Ayrıntılı bir nörolojik muayene, beyin ve omurilikle ilgili kesin ve oldukça detaylı görüntüler veren bir görüntüleme biçimi olan MRI (manyetik rezonans görüntüleme), “Uyarılmış potansiyeller” adı verilen ve merkezi sinir sisteminin belli bir uyarıya verdiği yanıtı ölçen çalışmalar ve beyin omurilik sıvısı bileşimini kapsayan incelemelerle tanı konmaktadır.
TEDAVİSİ NEDİR?
Bilinen bir tedavi mevcut değil. Ancak atakların sıklığını veya ciddiyetini azaltan ve özürlülük artışını yavaşlatan yeni tedaviler verilmektedir. Multipl Skleroz’un ilaçla tedavisinin iki ana hedefi vardır. Birinci hedef, sinir dokusu içerisinde çoğu zaman hiç durmaksızın süren, myelin ve akson ( sinir teli ) yıkımına neden olan ve zaman zaman alevlenen iltihabi süreci kontrol altına almaktır. Bu hedefe yönelik ilaçlar içerisinde yer alan steroidler, akut atakların şiddetini ve süresini azaltmak için kullanılır. Steroide yanıt vermeyen ağır atağı olan hastalarda plazmaferez adı verilen, kandaki, bir anlamda iltihaba yol açan maddeleri ayıran bir yöntemin yararlı olduğuna ilişkin bilgi ve gözlemler vardır.
Sık atak geçiren ve kalıcı özürlülük eğilimi gösteren hastalarda sinir dokusu içerisindeki iltihabi süreci etkilemek ve sürekli kontrol altında tutmak için ilaç kullanmak gerekir. Uzun süreli tedavi gerektiren yukarıda belirtilen durumlarda sorumlu hekimin, kişiye göre yapacağı değerlendirmeyle azathiopirin ve benzeri özgül olmayan bağışıklık sistemi baskılayıcıları ya da son yıllarda geliştirilen interferon beta türleri ya da glatiramer asetat gibi bağışıklık sistemini düzenleyici ilaçlar seçilebilir. Kaslardaki sertleşmeler bazı ilaçlarla azaltılabilir. Spastisite ve yorgunluk fizik tedavi rehabilitasyon tedavisi ile de tedavi edilir. Mesane problemleri bazen çeşitli ilaçlarla iyileşme gösterebilmektedir. Kendi kendine kateter takma gibi teknikler kolayca öğrenilebilir. İdrar yolları enfeksiyonlarının hemen tedavi edilmesi ve yeterli sıvı alımı başka mesane komplikasyonlarını önlemeye yardımcı olabilir. Bağırsak problemleri hacimi artırmaya yönelik diyet, fitiller ve ilaçlarla tedavi edilebilirler. Yakıcı, ağrılı veya sıra dışı duyular ilaçlarla tedavi edilebilirler.
REHABİLİTASYONUN YERİ
Rehabilitasyon, günlük yaşamda bağımsızlığı iyileştirmeye hedefler. Giyinme, kendine düzen verme, yemek yeme ve araba kullanma tekniklerini öğretir ve koordinasyon ve kuvvetlenmeye yönelik egzersizler de sunabilir. Konuşma tedavisi kasların zayıflaması veya kötü koordinasyonu nedeniyle konuşma veya yutkunma zorluğu çekenler için iletişimi kolaylaştırır. Konuşma terapistinin kullandığı teknikler egzersizi, ses eğitimini veya özel aletlerin kullanımını içerebilmektedir.